Glokom Nedir?
Glokom, göz içi basıncının yüksek olması sonucu optik sinir hasarına ve görme kaybına neden olan bir göz hastalığıdır. Özellikle ileri yaşlarda görülen glokom, genellikle herhangi bir belirti veya ağrı yaratmaksızın ilerler. Bu nedenle, hastalık genellikle görme kaybı oluşana kadar fark edilmez.
Glokom Nasıl Teşhis Edilir?
Glokomda temel tanı yöntemleri görme alanı muayenesi ve optik kohorens tomografidir (OCT). Bilgisayarlı görme alanı muayenesi periferik görme alanımızı tarayarak bir daralma olup olmadığını tespit eder. OCT ise ağ tabaka (retina) ve görme sinirinin (optik sinir) kesitlerini alır ve bilgisayar programı ile normal kişilerle karşılaştırarak sinir lifi hasarının çok erken evrelerde hassas bir şekilde saptanmasını sağlar.
Glokom tanısında yeni bir özellik de göz cidarımızın kalınlığının ölçtüğümüz göz içi basıncı değerini ne kadar etkilediğidir. Bu yüzden göz tansiyonu hastalığı şüphesi olan kişilerde mutlaka kornea kalınlığı ölçülerinin de not edilmesi gerekir. Glokom hastalığı, ciddi görme kayıplarına neden olabilen ancak tanısı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Bu yüzden en azından 40 yaşından sonra rutin senelik göz muayenesini ihmal etmemek gerekir.
Glokomda Erken Teşhisin Önemi
Glokomda erken teşhis, hastalığın görme kaybına neden olmadan önce tespit edilerek ve tedaviye başlanması için son derece önemlidir. Erken teşhis sayesinde tedaviye başlanarak, hastalık kontrol altına alınabilir ve görme kaybı önlenebilir.
Glokomun erken teşhisi için düzenli göz muayeneleri yapılması gerekmektedir. Özellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde, ailede glokom öyküsü olanlarda, yüksek dereceli miyopisi olanlarda ve diyabeti olanlarda daha sık görüldüğü için düzenli göz muayenesi yapılması önemlidir.
Göz muayenesi, göz içi basıncının ölçülmesi, optik sinirin değerlendirilmesi, görme alanının test edilmesi ve gerekirse diğer testlerin yapılması gibi yöntemlerle gerçekleştirilir.
Ayrıca, glokom riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek de önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigara kullanmamak ve stresten uzak durmak gibi faktörler, glokom riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Glokom Tedavisi Nasıl Yapılır?
Glokom tedavisi, hastalığın ilerlemesini durdurmak ve görme kaybını önlemek için yapılan bir dizi tedavi yöntemi içerir. Tedavi seçenekleri, hastalığın ciddiyetine, hastanın yaşına, sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Göz Damlaları: En yaygın glokom tedavisi yöntemlerinden biri göz damlalarıdır. Göz damlaları, göz içi basıncını azaltmak için kullanılır ve düzenli kullanımla hastalığın ilerlemesini kontrol altında tutabilirler.
Lazer Tedavisi: Bu yöntemde, göz içi basıncını düşürmek için göz dokusuna lazer ışınları gönderilir. Lazer tedavisi, göz damlalarına yanıt vermeyen hastalar için özellikle etkili olabilir.
Göz Ameliyatı: Eğer göz damlaları ve lazer tedavisi etkili olmazsa, göz doktoru göz ameliyatı önerebilir.
Alternatif Tedaviler: Bazı insanlar, alternatif tedaviler olarak yoga, meditasyon, beslenme ve bitkisel takviyeleri kullanmayı tercih ederler. Ancak, bu yöntemlerin etkili olduğuna dair yeterli bilimsel kanıt yoktur ve doktor önerisi olmadan kullanılmamalıdır.
Glokom tedavisinde, erken teşhis ve düzenli kontrollerin yanı sıra hastanın tedaviye uyum sağlaması da son derece önemlidir. Doktorunuzun önerdiği tedavi planına uyarak, düzenli olarak kontrole gitmek ve reçete edilen ilaçları düzenli olarak kullanmak, hastalığın ilerlemesini kontrol altında tutmaya yardımcı olabilir.
Glokom Kimlerde Görülür?
Aile Öyküsü: Ailesine glokom görülen kişilerin glokoma yakalanma riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Yüksek Göz İçi Basıncı: Yüksek göz içi basıncı, glokom riskini artırabilir.
Yüksek Miyopi: Yüksek miyopi, gözlerde daha yüksek bir basınç oluşmasına neden olabilir ve bu da glokom riskini artırabilir.
Diyabet: Diyabet, gözlerde bulunan kan damarlarına zarar verebilir ve glokom riskini artırabilir.
Düşük Göz Tansiyonu: Düşük göz tansiyonu, gözlerde kan akışının azalmasına neden olabilir ve glokom riskini artırabilir.
Kortikosteroid Kullanımı: Uzun süreli kortikosteroid kullanımı, göz içi basıncını artırabilir ve glokom riskini artırabilir.
Glokom, genellikle belirti vermeksizin ilerleyen bir hastalık olduğundan, erken teşhis ve tedavi son derece önemlidir. Bu nedenle, özellikle yukarıda saydığımız glokom risk faktörlerini taşıyan kişilerin göz muayenelerini düzenli olarak yaptırmaları önemlidir.
Glokomun Tehlikeleri Nelerdir?
Görme Kaybı: Glokom, optik sinir hasarına neden olduğu için ileri aşamalarda görme kaybına neden olur. Bu görme kaybı geri dönüşü olmayan bir şekilde ilerleyebilir ve hastanın tüm görme yetisini kaybetmesine sebep olabilir.
Yaşam Kalitesi: Görme kaybı, hasta için günlük yaşam aktivitelerinde büyük bir engel olabilir ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Komplikasyonlar: Glokom ilerledikçe, katarakt, kornea hasarı ve göz enfeksiyonları gibi farklı göz hastalıklarına da neden olabilir.
Tedavinin Zorlukları: Birçok hastalıkta olduğu gibi, glokom da ilerledikçe, tedavi seçenekleri daha sınırlı hale gelebilir ve hastalığın kontrol altına alınması daha zor hale gelebilir.
Genetik Faktörler: Glokom, bazı genetik faktörlerin de etkisiyle ortaya çıkabilir ve aile bireylerinde daha yaygın olarak görülebilir. Bu nedenle, ailesinde glokom öyküsü olan kişilerin düzenli göz muayenesi yaptırmaları önerilir.
Glokom Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Glokom tedavi edilmezse, ilerleyen zamanlarda görme kaybı ve körlüğe neden olabilir. Tedavi edilmediğinde, bu hasar ilerleyebilir ve görme alanında boşluklar oluşabilir. Bu boşluklar başlangıçta küçük olabilir, ancak zamanla büyüyebilir ve görme alanının daralmasına neden olabilir.
Görme kaybının ilerlemesi kişiden kişiye değişiklik gösterir ve hızlı veya yavaş olabilir. Görme kaybı, iş yapabilme yeteneği, araba kullanma, ev işleri gibi günlük aktiviteleri yapabilme yeteneği gibi birçok alanda sorunlara neden olabilir.
"Glokom" kelimesinin kökeni, Yunanca "glaukoma" kelimesine dayanır. "Glaukoma", "glaukos" kelimesinden türetilmiştir ve "yeşilimsi-yeşil" anlamına gelir. Gözdeki yeşilimsi renk değişikliği, hastalığın belirtilerinden biridir. Bu nedenle, bu terim zamanla "glokom" olarak değiştirilmiştir ve günümüzde de yaygın olarak kullanılır hale gelmiştir.