İçindekiler
  1. Osteoporoz Nedir?
  2. Kemik Erimesi Olarak İsimlendirme Doğru Mudur?
  3. Osteoporozun Sıklığı Nedir ve Kimlerde Görülür?
  4. Osteoporoz Hastalığının En Korkulan Yanı Nedir?
  5. Osteoporozun Kliniği Nasıldır? Hastaların Yakınmaları Nelerdir?
  6. Hangi Yaş Aralığında Görülme Sıklığı Artar?
  7. Yaşlanmayla Neden Risk Artmakta?
  8. Osteoporoz Tanısı Nasıl Konur?
  9. Osteoporozun Tedavisi Nasıldır?
  10. Osteoporozu Olan Okuyucularımıza Ne Öneriyorsunuz?

Osteoporoz Nedir?

Halk arasında daha çok “kemik erimesi” olarak bilinen kemiğin metabolik hastalığıdır.

Kemik kütlesinde azalma ve kemiğin mikro-mimarisinde bozulma olur. İlerleyici ve sanılanın aksine çok yaygın görülen bir hastalıktır.

 

Kemik Erimesi Olarak İsimlendirme Doğru Mudur?

Kemik eriyip yok olmaz. Şekli, bir kırık olmazsa değişmez. İçi boşalır, mimarisi bozulur. Osteoporoz ve kemik erimesi isimlendirmesi çok örtüşmemektedir. Erime sıvılaşmayı çağrıştırır. Halbuki burada katı kemiğin mikro-mimarisi bozulur.

Osteoporozun Sıklığı Nedir ve Kimlerde Görülür?

Sıklığı toplumdan topluma değişir. Ülkemizde 50 yaş üzeri kadınların yarısında osteopeni denilen kemik yoğunluğu azalması, dörtte birinde osteoporoz görülür. Kadın hastalığı gibi algılanması yanlıştır, erkeklerde de sık görülür. Kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülür. Yaygın bir yanlış algı da sadece menopoza giren kadında görüldüğünün düşünülmesidir.

Yaşla birlikte sıklığı artar, ama yaşlılık hastalığı da değildir. Çoğunlukla sinsi ilerler. Kemiklerde kendiliğinden veya basit travmalarla kırık oluşturması açısından önemlidir.

Osteoporoz Hastalığının En Korkulan Yanı Nedir?

Kemik kırıklarının olması osteoporozun en korkulan yanıdır. Hemen tüm kemiklerde (kafatası hariç) osteoporotik kırık görülebilir. Kemiklerin kendi arasında çeşitli sınıfları bulunmaktadır. Her kemik aynı yapıya sahip değildir. Yassı kemikler, uzun kemikler, kısa kemikler en basit sınıflamadır. Osteoporozun nedenine bağlı olarak etkilenen kemik değişir, kırığın olduğu kemik de değişir. Omurga, kalça ve el bileği kırıkları hayatı en çok etkileyen kırıklardır. Hem yapıları hem de bu özellikleri nedeniyle bu alanlarda ölçümler yapılır.

Özellikle kalça kırığı ölüme neden olacak kadar hastada sorun yaratabilir. Dünya genelinde 1.6 milyon osteoporotik kalça kırığı ve 1.4 milyon osteoporotik omurga kırığı saptanmaktadır. El bileği ve diğer kırıklar bu rakamlardan daha yüksektir. Yaşlılarda kalça kırığı yatağa bağımlılığı ve özellikle ilk bir yıl içinde ölüm oranını artırmaktadır.

Osteoporozun Kliniği Nasıldır? Hastaların Yakınmaları Nelerdir?

Osteoporoz sinsi bir hastalıktır ve ilerlemeden belli bir yakınmaya yol açmayabilir. Hasta kırıkla başvurabilir. Kırık genellikle şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı ile kendini belli eder.

Genelde hastalar sırt ve bel ağrısı, kamburlaşma, boy kısalması, diş problemleri gibi yakınmalarla başvurmaktadır.

Hangi Yaş Aralığında Görülme Sıklığı Artar?

Osteoporoz her yaş grubunda görülebilir. Halk arasındaki algısı bir “yaşlılık hastalığı” olmasıdır. Yaşlılarda sıklığı artıyor bu doğru ama osteoporoza neden olacak ek hastalıkları olanlar (romatizmal hastalıklar, tiroid hastalığı hipogonadizm, büyüme hormonu eksikliği gibi) veya osteoporoza neden olabilecek ilaç kullanımı olanlarda (en önemlisi kortizol) veya tamamen yapısal nedenlerle, daha erken yaşlarda osteoporoz gelişebilir. Gebelik ve süt verme dönemi de ciddi kemik kayıplarıyla seyredebilir.

Yaşlanmayla Neden Risk Artmakta?

Yaşlanmayla kas ve kemik kaybı artar. Yaşlılıkta hem kadında hem erkekte kemik için çok gerekli olan cinsiyet hormonları (östrojen ve testosteron) düşer. Büyüme hormonu yapımı azalır. Yaşlanmayla tüm organlar gibi kemik de yıpranır. Yaşlanmakla kas kaybı olur. Deri değişir ve D vitamini üretimi çok azalır. Görme yetisi, denge ve ayakta dik durma, tutunma, kavrama yetileri azalır. Bu nedenle düşmeler artar.

Osteoporoz Tanısı Nasıl Konur?

Klinik şüphe ve kemik yoğunluğu ölçümü tanı için gereklidir. Kemiğe yönelik görüntülemeler (BT tomografi, MR görüntüleme ve düz grafi) de hastada osteoporoz varlığını saptayabilir.

Tedavi ve takipte kemik yoğunluğu ölçümünü kullanıyoruz. Bazı özel durumlarda kemik göstergeleri denilen tetkikler de istenmektedir.

Osteoporozun Tedavisi Nasıldır?

Osteoporoz tedavisi tüm metabolizma hastalıklarında olduğu gibi çok yönlüdür. Altta yatan bir neden varsa ve düzeltilebilecek ise ortadan kaldırılmalıdır. Beslenme çok önemlidir. Kalsiyumdan ve minerallerden zengin beslenme özellikle önerilir. D vitamini mutlaka sağlıklı doz aralığında tutulmalıdır.

Özellikle kas gücünü artıran egzersizler (germe ve ağırlık kaldırma) önerilir. Kemiğe en büyük desteği kas verir. Kası kuvvetli olanın kemiği de kuvvetlidir.

Kırık önleyici önlemler de çok önemlidir. Örneğin; küvet yerine düz yerde banyo yapmak, zeminde kayma veya takılmayı önlemek, gereğinde baston, yürüteç gibi yardımcı araçlar kullanmak gibi.

Elbette osteoporoz için kullanılan çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Gerekli durumlarda ve hastaya göre ilaç tedavisi planlanır. Tedavi yıllar sürecek bir program içinde yürütülür.

Özetle osteoporoz kemik suyu kaynatılarak atlatılacak bir durum değildir.

Osteoporozu Olan Okuyucularımıza Ne Öneriyorsunuz?

Osteoporoz diğer birçok hastalıkta olduğu gibi (diyabet , hipertansiyon , obezite , kolesterol yüksekliği vb) çok yönlü yaklaşım gerektirir.

Sadece ilaçlarınızı alarak verim sağlayamazsınız. Hekiminizden D vitamini , diğer vitaminler ve mineraller konusunda bilgi almalısınız. Beslenmenize dikkat etmelisiniz. “Kemik hırsızları” olarak adlandırılan: sigara, tuz ve alkol konusunda bilinçli olmalısınız. Mutlaka yaşınıza uygun aktiviteler ve egzersiz programlarına başlamalısınız. Boy kısalması, kamburlaşma ve sırt-bel ağrıları konusunda dikkatli olmalısınız. Yaşlılık ve yorgunluk gibi nedenlere sığınmamalısınız.