Romatolojik Hastalıklar ve Artrit / Artroz Nedir?
Romatoloji, ana belirti veya bulgularından en azından birinin eklemlerde olduğu hastalıklarla ilgilenen bilim dalıdır.
Eklemlerde tutulma belirgin iltihap belirtileri (şişlik, kızarıklık, ağrı, işlev azalması) ile artrit ortaya çıktığı gibi bazende iltihap belirtileri belirgin olmayarak, artroz kendini belli eder.
Romatizmal Hastalıklar Nelerdir?
Romatizmal hastalıklar, hastaların yaşam kalitesini etkilemeleri ve yaşam sürelerini kısaltma yanında toplumdaki iş gücünü de önemli derecede etkiler.
Osteoartroz (OA - Kireçlenme)
En sık görülen romatizmal hastalık, ülkemizde kireçlenme olarak yanlış bilinen, osteoartrozdur.
Osteoartroz’da temel sorun diz veya kalça eklemi gibi eklem oluşturan iki kemik yüzü arasında bulunan kıkırdağın aşınması, erimesidir. Sık olarak yaşla ilgilidir. Ancak bazen iltihapla seyreden hastalıklara – örneğin bundan sonra bahsedeceğimiz romatoid artrite (RA) bağlı ortaya çıkabilir. Yaşla ilgili olmayıp da bir başka hastalık sonucu ortaya çıkan osteoartroza ikincil, yaşa bağlı olana da birincil osteoartroz denilmektedir.
Romatoid Artrit (RA)
En sık görülen iltihaplı romatizmal hastalık ise Romatoid artrittir. Toplumda% 0.5-1 sıklıkta görülür. Gerekli tedavi uygulanmazsa, özellikle el ve ayak eklemlerinde ağır harabiyete ve şekil bozukluklarına yol açar. Romatoid artritin bir diğer özelliği kansızlık, çevre sinirleriyle kalp ve akciğerlerde iltihaplanma yapabilmesidir.
Ankilozan Spondilit (AS)
Omurga ve omurgayı leğen kemiğiyle birleştiren sakroiliak eklemlerin iltihaplı tutulmasdır. Romatoid artritten farklı olarak Ankilozan spondilitte bel ağrısı başlıca belirtilerindendir. Ağır şekilleri omurgayı hareketsiz hale getirebileceği gibi Ankilozan spondilitte kimi kez göz ve kalp tutulumları görülebilir. Ankilozan spondilitin ayrıca bağırsak iltihaplanması ile seyreden şekilleri de vardır.
Sedef Romatizması
Bir deri hastalığı olan sedefe eşlik eden bir romatizma türüdür. Özellikle Romatoid artrit ile karışıp ondan eklem tutulumunun bazı özellikleri, tırnaklarda görülen anormallikler, radyolojik ve laboratuvar bulgularla ayrılır.
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
Genellikle şekil bozukluğu yapmayan bir eklem tutulumu yanında, deri belirtileri, saç dökülmesi, böbrek ve merkezi sinir sistemi tutulmalarıyla seyreder. Bu hastalığa özgü laboratuvar bulgular vardır. Sistemik lupus eritematozus tehlikeli bir hastalıktır ancak gerekli tedavi uygulandığında hastaların büyük çoğunluğu normal yaşama döner.
Fibromiyalji
Hastalarda yaygın ağrılar vardır. Buna kas gruplarında lokal ağrılar eşlik edebilir. Genellikle hastaların uyku sorunları da vardır ve laboratuvar bulgularında bir özellik görülmez. Aynı hastalar sık olarak yakınmalarının kötü havalarda daha fazla olduğundan bahsederler. Fibromiyalji hastaları düzgün bir egzersiz programıyla bazı psikotrop ilaçlardan çok yararlanırlar.
Ancak bir de ikincil fibromiyalji diye bir durum vardır. O da fibromiyalji yakınmalarının başka bir romatolojik hastalığa, örneğin Romatoid Artrit veya Ankilozan spondilite eşlik etmesidir. Bu durumlarda, kimi kez yapıldığı gibi, ana hastalığın ilaçlarında düzenlemeler yapmak hastanın ikincil fibromiyaljisine iyi gelmez.
Gut Hastalığı
Oluş nedenlerini ve oluş yollarını belki de en iyi bildiğimiz romatizmal hastalıktır. Kural olarak, çoğu kez tek eklemde, çok ağrılı ve 4-7 gün arası süren bir artritle seyreder. Şişmanlık, böbrek taşları, diyabet ve erken damar sertleşmesinin gut hastalığıyla ilişkili olabileceğini unutmamız gerekir.
Buraya kadar sıraladığım hastalıklar yanında bir dizi vaskülitde (damarların iltihaplanması) romatolojik hastalıklar arasına girer. Behçet sendromu, ailesel Akdeniz ateşi, dev hücreli arterit veya Wegener Granülomatozu bunlara örnektir.
Hemen tüm romatolojik hastalıklarda bağışıklık sistemindeki değişiklikler ön plandadır. Bu nedenler ve yine bu hastalıkların çok sayıda organ sistemini tutabilmeleri bir romatolog’un önce iyi bir genel tıp bilmesini gerektirmektedir.
Romatizmal Hastalıkların Tedavisi
Romatolojik hastalıkların ilaçla tedavisi, giderek çok başarılı olmaya başlamıştır. Bu başarıda gerek kortizon ve geleneksel bağışıklık baskılayıcı ilaçları daha etkili kullanmayı öğrenmemiz yanında son 30 yılda tıbba sunulan biyolojik ajanların büyük payı vardır. Bu başarıda, doğal olarak ortopedist meslektaşlarımızın giderek daha da başarılı olan protez uygulamalarından ve fizik tedavici meslektaşlarımızın özellikle rehabilitasyon yolundaki uygulamalarının önemli katkısı vardır.