Hayatın Kaynağı: Kan

Kan, başta insan olmak üzere birçok canlı için yaşamsal bir sıvıdır. Oksijeni, besin maddelerini, hormonları, vitaminleri, antikorları dokulara taşıyan kan, karbondioksit ve atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayarak yaşamın devam etmesinde başlıca rol oynar. Bir insanın vücut ağırlığının yüzde 8’i kandan oluşur. Örneğin 70 kilogram ağırlığındaki bir insanda 5 bin 600 mililitre kan bulunur. Bu kanın yaklaşık yüzde 50-60’ı plazmadan, yüzde 40-50’si ise hücrelerden oluşur. Büyük kısmı sudan oluşan plazma, içinde besin maddelerini, proteinleri ve yaşamsal öneme sahip maddeleri taşır. Kan hücrelerini ise alyuvar (eritrosit), akyuvar (lökosit) ve kan pulcukları (trombosit) oluşturur.

 

Hematoloji: Kan Bilim

Latince “hema” kelimesindentüretilen hematoloji, kısaca “kan bilimi” anlamına gelir. Kanı ve dalak, karaciğer gibi kan yapıcıları inceleyen hematoloji, birçok hastalığın tanı ve tedavisinde de oldukça önemli bir bilim dalıdır. Bununla birlikte hematologlar, hastanın ihtiyacına göre dâhiliye, biyokimya, immünoloji, pediatri uzmanlarının yanı sıra patologlar ve laborantlarla işbirliği içine girerek soruna çözüm arar.

 

Academic Hospital Hematoloji Bölümü

Alanında uzman hekimlerin yer aldığı Academic Hospital Hematoloji Bölümü, kan hücrelerinin azlığı, çokluğu, hatalı yapımı, kanserleşmesi gibi bozuklukların ve kan hastalıklarının tedavisinin sağlandığı bölümdür.

 

Donanımlı Altyapı, Uzman Kadro

Uzman hekimlerin ihtiyaç duyabileceği tüm teknik altyapının bulunduğu Academic Hospital Hematoloji Bölümü’nde; tam kan sayımı, periferik yayma, çeşitli biyokimyasal testler, kan yapımında kullanılan vitamin, mineral ve hormonların ölçülmesi, kemik iliğinin aspirasyon ve biyopsi yöntemiyle tetkiki, kemik iliği ve kanda çeşitli genetik tetkikler, kromozom analizleri, immünolojik tetkikler, kanama ve pıhtılaşmayı ölçen testler, çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır.

 

Hematolojinin Alanına Giren Hastalıklar

Hematolojinin temelini oluşturan kan, birçok hastalığın tanısında önemli bir role sahiptir. Kan değerlerinin yüksek ya da az çıkması ve/veya pıhtılaşma, hematologlara hastalarıyla ilgili önemli ipuçları sunar. Anemi, Akdeniz anemisi, lösemi ve hemofili hematolojinin alanına giren başlıca hastalıklardır.

Anemi

Halk arasında “kansızlık” olarak bilinen anemi, kanda bulunan hemoglobin proteininin normal seviyenin altına düşmesi ve kırmızı kan hücreleri olan alyuvarların sayısının azalmasıyla ortaya çıkar. Hematolojik bir hastalık olan anemi, genellikle demir ve B12 yetersizliği nedeniyle meydana gelir. Çabuk yorulma, sürekli bir halsizlik, ten renginin soluk olması, çarpıntı, unutkanlık, baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösteren anemi, doğru bir tedavi uygulanmadığı takdirde kişinin yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkileyen önemli bir hastalıktır.

Lösemi

Kan kanseri veya kemik iliği kanseri olarak bilinen lösemi, beyaz kan hücrelerinde oluşan bir kanser türüdür. Kemiklerin içinde süngerimsi bir yapı olan kemik iliği, alyuvar ve akyuvarların yanı sıra trombositlerin de üretildiği yerdir. Kemik iliğindeki akyuvarlarda bulunan lenfoid ve myeloid adı verilen hücrelerin kontrolsüz ve aşırı çoğalması, lösemi hastalığına neden olur. Lösemi, çocuklarda olduğu kadar 55 yaş üzeri yetişkinlerde de görülen lösemi, son derece ciddiye alınması gereken bir hastalıktır.

 

Akdeniz Anemisi (Talasemi)

Adından da anlaşılacağı üzere genellikle Akdeniz bölgesinde görülen, kalıtsal olması nedeniyle nesilden nesle aktarılan bir kansızlık hastalığıdır. Tıptaki adı Talasemi olan bu hastalığın, anne-babanın taşıyıcı olması durumunda bebeğe de geçme ihtimali yüzde 25’tir. Hastalığın, “Majör”, “Intermedia”, “Minör”, “Minima” olmak üzere dört farklı çeşidi bulunur. Düzenli kan nakli gerektirebildiği için hastaların hematoloji hekimleri tarafından ömür boyu gözlem altında tutulması gerekir. Akdeniz Anemisi, hematolojinin alanına girmekle birlikte vücudun çeşitli yerlerini etkilediği için birçok branştan uzman hekimin işbirliğiyle tedavi edilir.

 

Hemofili

Kan bilimi olan hematolojinin alanına giren bir diğer hastalık da pıhtılaşamama sorunun yaşandığı hemofilidir. Anneden çocuğuna geçer, dolayısıyla genetik bir hastalıktır. Kanın gerektiği gibi pıhtılaşmaması sonucu kanamanın durmaması ya da geç durmasıyla kendini belli eder. Vücudun herhangi yerinde bir kanama olduğunda, kan hücreleri pıhtılaşarak kanayan damar ucunu tıkar. Hemofili, bu mekanizmanın bozulmasına, pıhtılaşma olmadığı için kanamanın durmamasına verilen addır. Çoğu zaman belirti vermeyen bu hastalık, ağır yaralanmalar veya ameliyatlarda kanın durmaması sonucu ortaya çıkabilir. Bebeklik döneminde kolay ekimoz oluşumu, özellikle eklem içi ve kas içi spontan kanamaların varlığı ve girişimler travma sonrası beklenenden uzun süren kanama öyküsünün varlığı hemofiliyi akla getirir. Hastalığın tanısı çocuk hematolojisi uzmanı tarafından konulur.

Bölüm Doktorlarımız

Teşekkürler!

Talebiniz alınmıştır.
En kısa sürede sizinle iletişime geçilecektir.

Tamam

Hata!

Bir hata oluştu.
Lütfen bilgilerinizi kontrol edip formu göndermeyi tekrar deneyin.

Tamam