Klinik Bilimlerle Temel Tıp Bilimleri Arasındaki Köprü: Patoloji
Birçok bilim dalı gibi Patoloji de adını Yunanca iki kelimenin birleşmesiyle almıştır. Yunanca hastalık anlamına gelen “Pathos” ile Türkçe karşılığı bilim olan “Logos”un birleşmesiyle oluşan Patolojiyi “hastalık bilimi” olarak tanımlamak mümkündür. Bu tanımlamadan yola çıkarak Patolojinin; hastalıklara yol açan nedenleri, bu nedenlerin doku ve organları hangi mekanizmalarla nasıl etkilediğini, hastalıklı doku ve organların çıplak gözle ve mikroskop altında nasıl göründüğünü inceleyen, dolayısıyla klinik bilimlerle temel tıp arasında köprü kuran bir alan olduğunu söylemek mümkündür. Tıp bilimleri içinde stratejik bir yerde olan bu bilim dalı, kendi içinde Genel ve Özel (sistemik) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Genel Patoloji; tüm hastalıklarda hücre seviyesinde, modern Patolojide moleküler düzeyde, hastalıklara yol açan değişiklikleri araştırır, iltihap, dolaşım bozuklukları ve kanser gibi birçok hastalığın temelinde yatan sebepleri ortaya koyarken, hücre, doku ve organlardaki değişimlerin hangi basamaklardan geçerek nasıl oluştuğuyla ilgilenir. Sistemik Patoloji ise tanımlanmış nedenlerin spesifik organ ve dokular üzerindeki hastalıkların sebeplerini, oluş mekanizmalarını, doku ve organlarda meydana gelen değişiklikleri ve bunların sonucunda ortaya çıkan fonksiyon bozukluklarını inceler. Geniş bir spektrumu olan Patolojinin, Cerrahi Patoloji, Sitopatoloji, Moleküler Patoloji, Adli Patoloji gibi alt kolları bulunmaktadır. Bunların yanında Patoloji, tıp fakültelerinde klinik bilimlere geçiş öncesinde hastalıkların öğretilmesinde önemli rolü olan bir bilim dalıdır.
Academic Hospital Patoloji Laboratuvarı
Academic Hospital Patoloji Laboratuvarı’nda; hastalardan birçok farklı yöntemle alınan doku ve organ örnekleri incelenerek, çeşitli hastalıkların ve kanserlerin tanısı konulmakta, hastalığın seyrine ve tedavisine etki eden parametreler araştırılmakta ve alanında uzman hekimler tarafından rapor edilmektedir. Laboratuvar işlemleri deneyimli teknik ekip tarafından gerçekleştirilen takip, bloklama, kesit ve boyama işlemleri sonrasında Patolog tarafından mikroskopik değerlendirme yapılmaktadır. Bu değerlendirme aşamasında, hasta ve hastalıkla ilgili klinik bilgilerle birlikte varsa laboratuvar ve radyolojik bulgular da dikkate alınarak en doğru tanıya ulaşılmaktadır. Gerekli olgularda tanıya daha sağlıklı varmak için ilave boyamalar da doku ve organlardan hazırlanan parafin bloklara uygulanmaktadır.
Patolojinin Çalışma Alanı:
Patoloji Laboratuvarında çok özel yöntemler kullanarak, incelenmek ve tanı konulmak üzere gelen biyolojik materyal mumyalaştırılır, bir anlamda ölümsüzleştirilir. Doku gömme, kesme gibi teknik işlemler el becerisi ve dikkat gerektiren, Patolojiye özgü işlemler olup, bu konuda eğitim almış teknikerler tarafından yerine getirilir. Gerekli durumlarda, uzun yıllar geçse bile hastaya ait olan parafin içine gömülmüş bu doku parçalarından -özel şartlarda saklandığı için- geriye dönük inceleme yapma şansı vardır. Modern Patolojide bazı özel olgularda, özellikle kanserle savaşırken, düşmanı daha iyi tanımak adına moleküler düzeyde çalışmalar yapıyoruz. Mikroskop altında kansere bakıp adını koymak artık tedavide yeterli olmamakta, tümörün sahip olduğu birtakım özellikleri, kanser alt tiplerini, genetik bilgiyi, hastanın uygun tedaviyi alması için tanıya eklemek gerekmektedir. Tedavide “hastalık yok, hasta var” şiarından yola çıkarak bireysel tıp dönemine ulaştığımız bugünlerde, kanser alanında tedavi için yapılan multidisipliner çalışmalarda, Patolojinin çok değerli bilgiler sağladığını anlıyoruz. İncelenecek her olguda klinik bilgi, laboratuvar sonuçları, gerekli hastalarda radyolojik bulgulara ait bilgiler, daha önce uygulanan tedaviler göz önünde bulundurulur, eksikse ilgili klinik hekimden istenir, klinik bulgular eşliğinde olgu tartışılarak hastaya doğru tanı konulur. Tanı için zorlandığımız seyrek Patoloji olgularında, zaman zaman Patologlar arasında mikroskoplara bağlanabilen dijital yöntemlerle konsültasyon yapılabilmektedir. Yakın gelecekte birçok alanda olduğu gibi kıymetli bilgiler yüklenebilecek yapay zekânın da Patolojide tanı koyarken yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Patolojide bir başka çalışma alanı, ameliyat devam ederken yapılan ve yaklaşık 10 ila 20 dakika sürede sonuçlanan makroskopik ve mikroskopik değerlendirmelerdir. Gerekli olgularda hasta anestezi altında uyurken hastadan cerrah tarafından alınan örnekler “frozen” olarak bilinen süratli tanı yöntemi ile patolojide değerlendirilir ve sonuç ilgili cerraha hemen bildirilir. Bu sonuca göre cerrah ameliyatın seyrini değiştirebilir.
Son zamanlarda tiroit, akciğer gibi organlarda hastalığın tanısında kullanılan ve ameliyatsız yapılan ince iğne aspirasyon biyopsilerinde de aspirasyonu yapan Radyologla birlikte Patolog, hasta başında mikroskopta değerlendirme yaparak, hedef organdan tanı için yeterli örnek alınmasını sağlamakta ve tanıya ulaşmada kolaylıklar getirebilmektedir.
Bir Hayat Kurtarmak İçin Uzun Saatleri Laboratuvarda Geçirenler: Patologlar
Patoloji biliminin bugün geldiği yer, tıbbi çalışmalar açısından son derece önemli bir noktadır. Zira birçok hastalığın teşhis ve tedavisi, Patologların sunduğu veriler doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Özetle, Patoloji olmadan kanser ve diğer birçok hastalığın tanısı olmaz diyebiliriz. Patoloji alanında çalışan hekimler ve bilim insanları, hastalıklarla ilgili son derece donanımlı uzmanlardır. Yukarıdaki bilgiler, Patologların görev ve sorumluluklarının ne kadar önemli olduğu konusunda bize fazlasıyla veri sunmaktadır. Altı yıllık tıp eğitimlerinin ardından dört yıl Patoloji ihtisas eğitimi görerek mesleğe başlayan Patologlar, genel tıp eğitimi gördükleri için hastalıkları zaten yakından tanımaktadırlar. Uzmanlıklarını hastalıklara doğru tanı koymak ve tedaviyi doğru yönlendirmek için kullanan Patologlar, bu konuda gerekli donanıma sahip olmak için gerekli güncel yeni bilgilere, araştırmalara açık olmalı, yeni geliştirilen tedaviler konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Bu kritik sorumlulukta, verilen tanının tedaviyi nasıl etkileyeceğini bilmelidir. Geride bıraktığımız yüzyıl içerisinde, dünya genelinde başta çocuk felci olmak üzere birçok hastalığın gerilemesinde; kan nakli, aşılama ve kalıtsal hastalıkların tedavilerinin daha da kolay hale gelmesinde Patologların rolü büyük olmuştur.
Hemen Her Hastalık Patolojinin Alanına Girer
Birçok kişi Patolojinin sadece kanserle ilgili çalışmalar yaptığını düşünmektedir; bu doğru olmakla birlikte eksik bir bilgidir. Daha ziyade kansere yönelik çalışmalar yapsa da pek çok hastalığın tanısı, takibi ve tedavisi için patolojik inceleme şarttır. Örneğin; mikrobik hastalıkların laboratuvar ortamında incelenmesi, kanser dışındaki hastalıklarda biyopsi örnekleri alınarak hastalığın takibinin yapılması, organ nakillerinin öncesinde ve sonrasında dokulardaki değişikliklerin araştırılması, sindirim sistemi hastalıklarına sebebiyet veren patolojilerin belirlenmesi, romatizmal hastalıklara dair bulguların saptanması gibi pek çok tanının verilmesinde aktif rol oynamaktadır. Mikroskobik inceleme, Patolojide kullanılan yöntemlerden sadece biridir. Birçok gelişmiş ülkede moleküler biyoloji, genetik, biyokimyasal ve mikrobiyolojik laboratuvar yöntemleri, Klinik Patoloji Laboratuvarı içinde alt dallar olarak hizmet vermektedir.
Tespit, Takip, Bloklama, Kesme ve Boyama
Tespit, takip, bloklama, kesme ve boyama, rutin histopatolojide uygulanan ve birbirini takip eden teknik çalışmalardır. Hastalık şüphesiyle alınan dokuların, ışık mikroskobu altında incelenebilir duruma gelmesi için yapılan bir dizi laboratuvar çalışmasını içerir.
Tespit:
Vücuttan ayrıldığı anda canlı olan ve hastalık mevcutsa çeşitli bulguları barındıran dokuların, ısı, nem ve enzimlerin etkisiyle bozulmasının önüne geçmek amacıyla uygulanan yöntemdir. Tıp literatüründeki ismi fiksasyondur. Bu işlem için, dokunun kendi hacminden en az 10 katı kadar tespit sıvısı kullanılmaktadır. En sık kullanılan tespit sıvısı formalindir.
Takip:
Doku işleme olarak da adlandırılan takip işlemindeki ana amaç, dokuyu seviyeli alkollerden ve organik çözücülerden geçirerek hem kendi sıvısından hem de içine konduğu tespit sıvısından arındırarak sertleşmesine yardımcı olmaktır. Sertleştirme işlemi, teknikerlerin dokuyu daha rahat kesmesini, dolayısıyla üzerinde daha rahat çalışmasını sağlamaktadır. Bu işlemin peşi sıra dokuya parafin verilerek doku örneklerinin sertleşmesi sağlanır.
Bloklama:
Doku örnekleri, dikdörtgen prizma biçimindeki kalıplara alınarak üzerlerine ısıtılmış parafin dökülür, parafinin soğutulmasıyla bloklar elde edilir. Bu durumdaki dokuların çok ince kesilebilmeleri mümkün olur.
Kesme:
İçinde doku parçaları bulunan parafin bloklar; mikrotom adı verilen cihazla istenilen kalınlıkta kesilir. Kalınlığı yaklaşık 3-7 mikron olan (1 mm =1000 mikron) doku kesiti, ılık su banyosuna, oradan da lam üzerine alınarak boyama için hazırlanmaktadır. Bu kesitler önce ısıtılıp sonra bir solvent olan ksilole konularak, lam üzerindeki parafin uzaklaştırılır. Bu işleme deparafinizasyon adı verilir. Bir sonraki aşamada alkollerden geçirilerek istenilen boyanın uygulanmasına geçilir.
Boyama:
Rutin olarak kullanılan boya hematoksilen ve eosindir. Kısaca "H-E" adı verilir. Bu yöntemle, hücrelerin çekirdekleri mavi, sitoplazmaları pembe-kırmızı renkte boyanır. Birçok hastalığın kesin histopatolojik tanısı için bu yöntemle boyanmış preparatların değerlendirilmesi yeterli olur. Gerekli olan olgulara bu yönteme ilaveten parafin bloklardan hazırlanan kesitlere konvansiyonel histokimya ve immünohistokimyasal çalışmalar da yapılmaktadır.
Bölüm Doktorlarımız